Ana içeriğe atla

Aş Erdiğim...




Uzun süredir aklımda olan, istediğim, aş erdiğim, isteyip de uygulayamadığım. Gitmek! 
Bu kadar gitmeye aş erip de yerinde sayan bir çok kişi gibi duruyorum. Beynim sürekli bu duygu ile kavruluyor. Nereye olduğunun çok da öneminin olmadığı yollar.

Gittiğimde oraya hafifleyeceğim. 
Bilmediğim sokaklardan geçeceğim. Belki dilini dahi bilmediğim insanlarla konuşmaya çalışacağım. 
Onun anlattığını anlamak için kendimi zorlayacağım. "Keşke herkesin birbirini anladığı bir cip olsaydı da başka diller de konuşulan gündelik hayatı dinleye bilseydim" diye düşüneceğim. Kızacağım kendime yine. Başka insanların dillerini bilmediğimden. 

Herkesin gittiği yerleri es geçip arka sokaklara sapacağım. Sokakta belki sohbet eden iki yaşlı insanı dinleyeceğim. Her evin kapısına bakarken " kim bilir kaç insan bu kapıdan ben gibi çıktı koşarak ? " diyeceğim .  
Bir pencereden uçuşan tüle bakacağım. Yanımdan koşarak bir kız çocuğu, bana çarpıp geçecek. Elinde bir başka tek ayakkabı ile. Ardından sekerek koşmaya çalışan, yakaladığında hırsını alacak bir erkek çocuğu geçecek.  Kendimi yolun kenarına atacağım. Yol vereceğim sekerek giden çocuğa. 

Sokaklar da hızlı hızlı değil. Yavaş yavaş yürüyecek o sokağın kendine özgü kokusunu alacağım. Her gördüğümü göz hafızama kaydedeceğim.
Yağmur yağacak belki. Islanacağım yeni tanıştığım sokaklarda..
Bir kafeye sığınıp bir kahve içeceğim. Belki de çay. Elimdeki kameradan neler karelediğime bakarken.
İnsanların meraklı bakışlarını umursamadan, gözlerimin ve yanağımın kenarı kırışacak gülümsemekten. Seveceğim o çizgileri yine. 

Başka gökyüzünün altında başka güneşler batıracağım. Ve doğuracağım.

Hiç tanımadığım insanlarla tanışıp. Başka başka sorunlar ve mutluluklar dinleyip hayata nasıl güldüğünü öğreneceğim. Yüküm hafifleyecek. Beynim, gözüm karbon kağıdına benzeyen günleri silip atacak. Ezberimi bozacağım belki .. 
Gitmek istiyorum sadece. Uzun süredir istediğim ama buna inat kök saldığım bu yerden.


 Dönmek istediğimde döneceğim. Başladığım yere. Hafiflemiş ve biraz daha yüreğim zengin olarak.

**Fotoğraf (Edit:  Fotoğraf Şile yolunda değil Garipçe köyüne giderken çekilmiştir. ) 

 

Yorumlar

  1. "Uzun yolculuklar, küçük bir adımla başlar." diyordu yıllar önce okuduğum bir kitapta.

    YanıtlaSil
  2. Beni götürecek aslım:P

    YanıtlaSil
  3. Onur, işte tam o küçük adımı atmak istiyorum :)

    YanıtlaSil
  4. Cocuklar tesekkur ederim . Eleştirilerinizi aliim :)

    YanıtlaSil
  5. buralardan kacasim var.

    YanıtlaSil
  6. @Bikom biliyorum :)o sokaklarında yürüyeceğiz. istedigimiz zaman dönme hakkımız elimizde olacak.

    YanıtlaSil
  7. @Barney sanırım bu duygu hepimiz de

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Her karanlığın bir aydınlık çıkışı var.

  İnstagramda eski postlarımdan birine bu cümleyi kurmuşum.  "Her karanlığın bir aydınlık çıkışı var. " Hepimizin bildiği, ama o karanlıklarda kaldığımız zamanlarda çok da aklımıza getiremediğimiz bir şey aslında  2020 aslında evrensel olarak da olsa karanlık bir yıl yaşanıyor. Umarım bu durum katlanarak devam etmez.   Kişisel hayatlarımızda karanlık tünellere girdiğimiz durumlarda bocalayıp asla bitmeyecek gibi gelen duygular sarıyor.  Şu fotoğrafa baktıkça,  aslında biraz da böyle davrandığımı fark ettim. Yolun başında tedirgin olup korktuğum,  şöyle bir yola / sürece bakıp bekleyip nasıl ilerlerim diye kontrol ettiğim ve önce minik adımlarla sonra el yordamı ile ilerlediğim. Düşeceğimi bile bile bazı yerlerden koşarak da ilerlediğim  ( evet düşeceğini bile bile.. İnsan düşmeden düşmemesi gerektiğini anlamıyor bazen. ) Yanımda birinin olması insana daha güç veren şey  ( yeni öğrendim bunu, öyleymiş)  ama bunlar nadir olan şeyler. O zaman korkularınız daha aşılabilir oluyorm

Sen Gidince ...

Tam 4 yıl oldu!  4 yıl dediğimde sanki çok olmuş gibi.  Ama şöyle düşündüğüm de acısı alışılmış olsa da gittiğin sanki daha yeni gibi .  Sanki yine gittiğimde eve, görecekmişim gibi. Her annemle konuştuğum da bir kez daha  farkına vardığım.  Her aklıma geldiğinde yüzümde özlemle gülümsememe neden  olan. Belki de ilk defa gidişini kabullendim artık. Belki de .. Çocukluğumdan hatırladıklarım; Bayramlarda , senelik izinler de bir araya geldiğimiz. Ve hep özlediğim.   Kardeşler arası kavga ettiğimiz de, sen gelince okutmak için deftere yazdıklarımız.  " Ablam saçımı çekti, kardeşim bana vurdu" dan öteye geçmeyen, sen gelince asla aklımıza gelmeyen şikayetlerimiz.  Bizler için gittiğin yerlerden bizlerden ayrı yaşayarak ve uzak yaşayarak geçirdiğin, deli gibi çalışarak geçirdiğin bir ömür.   Tam evliliğinin  ve emekliliğinin rahatını yaşayacakken ve yapmak istediğin bir çok hayal varken. En son yılbaşında

Yürüdükçe

Her şey üstüne üstüne gelmeye başladığında, bütün cümleler beyninin içinde dörtnala koşmaya başladığında . Ve bazen ne kadar çaresiz kalsan da .. Bir adım geri çekilip fotoğrafı görmek gerekiyor belki de.   Ve işte böyle zamanlar da, beynimdeki çekmeceleri düzenlemek yada fotoğrafa doğru bakmak için yürüyorum .   Fasulyenin nasıl piştiğini düşünüyorum.  Yapmak zorunda olduklarınız ile  yapmak istedikleriniz... Yapmak istediklerini yaşa ! demek bazen çok kolay . Yaşamınızı devam ettirmek için katlanmak zorunda olduğumuz şeyler olduğu sürece ve sadece aracı amaç haline getirmediğim sürece ... yürüdüğüm yolda ilerlemek için katlanıyorum/z.  Yürüdükçe sanki her şeyi ardımda bırakarak  uzaklaşıyorum  ..  Kulağımda notalar ayağımda rahat ayakkabı.. Her adımda sanki hafifliyor.. üstümden yavaş yavaş akıp gidiyor..camdan süzülen su damlası gibi.  Hayata, kafamı kaldırıp bakmaya başlıyorum .  Görmediğim,fark etmediğim şeyleri fark ediyorum. Çözmem gereken yada kafamdakiler