Ana içeriğe atla

Sen Gidince ...


Tam 4 yıl oldu! 

4 yıl dediğimde sanki çok olmuş gibi.  Ama şöyle düşündüğüm de acısı alışılmış olsa da gittiğin sanki daha yeni gibi . 
Sanki yine gittiğimde eve, görecekmişim gibi. Her annemle konuştuğum da bir kez daha  farkına vardığım. Her aklıma geldiğinde yüzümde özlemle gülümsememe neden  olan.

Belki de ilk defa gidişini kabullendim artık. Belki de ..

Çocukluğumdan hatırladıklarım; Bayramlarda , senelik izinler de bir araya geldiğimiz.

Ve hep özlediğim.  
Kardeşler arası kavga ettiğimiz de, sen gelince okutmak için deftere yazdıklarımız. 
" Ablam saçımı çekti, kardeşim bana vurdu" dan öteye geçmeyen, sen gelince asla aklımıza gelmeyen şikayetlerimiz. 

Bizler için gittiğin yerlerden bizlerden ayrı yaşayarak ve uzak yaşayarak geçirdiğin, deli gibi çalışarak geçirdiğin bir ömür.  
Tam evliliğinin  ve emekliliğinin rahatını yaşayacakken ve yapmak istediğin bir çok hayal varken.

En son yılbaşında; arzu ettiklerini anlatırken. Benim için " Senden korkum yok. Her şekliyle ayakların üzerinde durursun ! " dediğinde. Yıllardır senin asi kızın olsam da bana hep hayır! desende .
O an verdiğim mücadelenin senin gözünde gurur duyduğuna mı sevineyim. Yoksa benim için başka şeyler demediğine mi yüreğim burkulsun  bilemedim. 

Çocukluğumdan itibaren  hep özlemiştim seni. Seninle asla senin ve benim özlediğim bir baba kız olamadık belki . Hep asi olduğumu düşündün. Sana benzediğim için belki de . 
 Ama o ev tuttuğumu öğrendiğinde 1 yıllık bana olan küslüğüne rağmen " ihtiyacın var mı? " diye sorman benim en büyük ihtiyacım olan şeydi..   

Sen bizden gitmeden 1 gün önce,  hastaneden telefondaki sesin de " gelmene gerek yok, sonra gelirsin " dediğin de ne ben, ne sen, ne kimse de bunun böyle olacağını bilmiyordu.

Her şeyi ince eleyip kimsenin aklına gelmeyen sorulara cevap arayarak araştırdığın ve rahatlayınca  çokta önemsemediğin bir durumdan sonra 
Gidişin!  
Erken ve apansız gidişin. 

Ve seni son gördüğümde. O an canın acımıştı belli. Alt dudağını sıkmışsın. Gitmedi o an uzun süre benden.  

Sonra, hep aklımda en son beni  uğurlayışın kaldı. Otobüs terminalinde ben otobüsten sana el sallarken. 
Yeşil parkan, kareli gömleğin, başın üşüdüğü için bazen evde dahi çıkarmadığın takken, kahverengi kadife pantolonun ve  elinden düşürmediğin, kulağımda hep sesi olan tespihin. Ve sürekli elinle uçlarını kıvırdığın kaşın 

Biliyor musun ? sanırım senden gördükçe  beynimde kalmış ki.
 Daima sağ elimi kullanmama rağmen, Sol elimle tek yapabildiğim şey hızlı şekilde tespih çevirmek. 


İnanmasam da nedenini sorgulamadığım ama beni bu düşüncenin rahatlattığı bir şey var.
Seni düşündüğümde beni görüyorsun. Ve gülümsüyorsun.  Buna inanmak istiyorum.

Her yattığın yere gittiğimde ne kadar gerçek dışı olursa olsun senin bizi benim seni gördüğüme inanıyorum. 
Orada rahatlıyorum ben.  Önce çok acı verdi seni orada görmek. Herkes gibi oraya yakıştıramadım.  Ama sonra senin olduğunu düşündüğüm, bizi karşılama yerin olan yattığın yer. 
Sanki seni görmüş gibi.   

İnsan gidenlere üzülürken bencil oluyor. Onu bir daha göremeyeceğimiz ve ihtiyacımız olduğunda yanımızda olmayacağından. 
Peki ya gidenin yaşayamadıkları?
 Senin görmek istediğin şeyler de, gördüğünde ne çok mutlu olacağını  düşünüp  erken gidişin ve eksikliğin tekrar çarpıyor yüzümüze.
Ve yine senin bizi gördüğünü düşünüyorum böyle zamanlarda. 

Çok çabuk geçti zaman . Senden sonra benim için bir çok şey değişti. Düşünce yapım değişti. En acısıydı yaşadığım şeylerin. O zaman fark ettim ki en acısıymış. 
Hayat dediğin şey bir anlık bitiş. Geri de bıraktığın insanlardaki ya nefret yada hoş gülümseme.  
Ve gördüm ki hiç bir acı sonsuz değil. Değişiyor ve hayat devam ediyor. Alışıyorsun.
Ve kalbimi kıranların asla ama asla artık acılarını uzun tutmadım içim de . Ölüm acısı bile geçiyor ki zamanla. 
Yaşayanların  acısı mı sürecek? 

Yarın! Yarın her şey daha farklı çıkıyor önümüze.  
Daha önceden de uyguladığım şeyler sabitleşti .
Ertesi gün mutsuz uyanacağın şeyi yaşama! 
Keşke dememek için sonuna kadar yürü. 
Yarın her şey için geç olabilir. 

Rahat uyu.

   

** Bugün bir ölüm + bir doğum yıl dönümü .Hayat!  

27.04.2012 İstanbul 

Yorumlar

  1. Yuregime dokundun vilim, hem de nasil.

    YanıtlaSil
  2. Aslısınımmmm! Öperim yüreğini.

    YanıtlaSil
  3. Benimde yüreğim öpülsün istiyor onlyim .Acılardır bizleri olgunlaştıran canım melekler gibi uyusunlar bizlerde gideceğiz yanlarına .

    YanıtlaSil
  4. visnap'ım senide öperim tabiki. daha biz gitmeyecegiz. zamanimiz var visnem.

    YanıtlaSil
  5. mekanı cennet olsun.. belki hiç olamadık desen de eminim o da seni çok seviyordur..

    YanıtlaSil
  6. Çok tesekkur ederim Can, Onun kendi dilinde sevdigini hissediyordum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Her karanlığın bir aydınlık çıkışı var.

  İnstagramda eski postlarımdan birine bu cümleyi kurmuşum.  "Her karanlığın bir aydınlık çıkışı var. " Hepimizin bildiği, ama o karanlıklarda kaldığımız zamanlarda çok da aklımıza getiremediğimiz bir şey aslında  2020 aslında evrensel olarak da olsa karanlık bir yıl yaşanıyor. Umarım bu durum katlanarak devam etmez.   Kişisel hayatlarımızda karanlık tünellere girdiğimiz durumlarda bocalayıp asla bitmeyecek gibi gelen duygular sarıyor.  Şu fotoğrafa baktıkça,  aslında biraz da böyle davrandığımı fark ettim. Yolun başında tedirgin olup korktuğum,  şöyle bir yola / sürece bakıp bekleyip nasıl ilerlerim diye kontrol ettiğim ve önce minik adımlarla sonra el yordamı ile ilerlediğim. Düşeceğimi bile bile bazı yerlerden koşarak da ilerlediğim  ( evet düşeceğini bile bile.. İnsan düşmeden düşmemesi gerektiğini anlamıyor bazen. ) Yanımda birinin olması insana daha güç veren şey  ( yeni öğrendim bunu, öyleymiş)  ama bunlar nadir olan şeyler. O zaman korkularınız daha aşılabilir oluyorm

Yürüdükçe

Her şey üstüne üstüne gelmeye başladığında, bütün cümleler beyninin içinde dörtnala koşmaya başladığında . Ve bazen ne kadar çaresiz kalsan da .. Bir adım geri çekilip fotoğrafı görmek gerekiyor belki de.   Ve işte böyle zamanlar da, beynimdeki çekmeceleri düzenlemek yada fotoğrafa doğru bakmak için yürüyorum .   Fasulyenin nasıl piştiğini düşünüyorum.  Yapmak zorunda olduklarınız ile  yapmak istedikleriniz... Yapmak istediklerini yaşa ! demek bazen çok kolay . Yaşamınızı devam ettirmek için katlanmak zorunda olduğumuz şeyler olduğu sürece ve sadece aracı amaç haline getirmediğim sürece ... yürüdüğüm yolda ilerlemek için katlanıyorum/z.  Yürüdükçe sanki her şeyi ardımda bırakarak  uzaklaşıyorum  ..  Kulağımda notalar ayağımda rahat ayakkabı.. Her adımda sanki hafifliyor.. üstümden yavaş yavaş akıp gidiyor..camdan süzülen su damlası gibi.  Hayata, kafamı kaldırıp bakmaya başlıyorum .  Görmediğim,fark etmediğim şeyleri fark ediyorum. Çözmem gereken yada kafamdakiler